Vergi davaları,Vergi danışmanı
trende

VERGİ MAHKEMELERİNCE VERİLEN “DAVA DİLEKÇESİNİN REDDİ” KARARLARI ÜZERİNE NELERE DİKKAT EDİLMELİDİR?

VERGİ MAHKEMELERİNCE VERİLEN “DAVA DİLEKÇESİNİN REDDİ” KARARLARI ÜZERİNE NELERE DİKKAT EDİLMELİDİR?

VERGİ MAHKEMELERİNCE VERİLEN “DAVA DİLEKÇESİNİN REDDİ” KARARLARI ÜZERİNE NELERE DİKKAT EDİLMELİDİR?
GİRİŞ
Mükellefler veya kendisine ceza kesilenler yapılan vergisel işlemlerin haksız ve hukuka aykırı olduğunu düşünüyorlarsa bu işlemlere karşı yetkili vergi mahkemesi nezdinde vergi davası açabilirler.
Vergi davaları mükellefler tarafından bizzat açılabileceği gibi vergi konusunda uzman bir avukat aracılığı ile de açılabilir.
Vergi davalarında en önemli husus kuşkusuz vergi davası açma dilekçesinin usul ve yasalara uygun olarak mükellefin hakkını en iyi koruyacak şekilde düzenlenip vergi mahkemesine sunulması gerektiğidir. Çünkü idari bir dava olan vergi davası tamamen “vergi dava dilekçesine” bağlı olarak ilerleyecektir.
Gerek bizzat mükellefler gerekse vergi alanında uzaman olmayan avukatlar tarafından açılan vergi davalarına ait dilekçelerin vergi mahkemeleri tarafından 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 3., 5. veya 3 ve 5. Maddelerine aykırı olmaları nedeniyle reddedildiği görülmektedir.
Dilekçe ret kararları üzerine mahkemece süre verilerek dava dilekçelerinin yenilenmesine imkan verilmekte, yenilenen dilekçelerde aynı hataların yapılması halinde ise vergi davasının reddine karar verilmektedir.
Bu nedenle mükelleflerin veya vergi davası açmak isteyenlerin hak kayıbına uğramaması için usul hükümlerine riayet edilmesi, şayet konunun uzmanı değilse uzman bir vergi hukukçusundan destek alınması önem arz etmektedir.MÜKELLEFHABER / www.davavergi.com adreslerinin belirtilmesi zorunludur.

YASAL DÜZENLEMELER VE SOMUT DURUMLAR

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 3. maddesinde dava dilekçelerinde bulunması gereken hususlar gösterilmiştir. Buna göre,
“İdari davalar, Danıştay, idare mahkemesi ve vergi mahkemesi başkanlıklarına hitaben yazılmış imzalı dilekçelerle açılır.
2. Dilekçelerde;
a) Tarafların ve varsa vekillerinin veya temsilcilerinin ad ve soyadları veya unvanları ve adresleri ile gerçek kişilere ait Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası,
b) Davanın konu ve sebepleri ile dayandığı deliller,
c) Davaya konu olan idari işlemin yazılı bildirim tarihi,
d) Vergi, resim, harç, benzeri mali yükümler ve bunların zam ve cezalarına ilişkin davalarla tam yargı davalarında uyuşmazlık konusu miktar,
e) Vergi davalarında davanın ilgili bulunduğu verginin veya vergi cezasının nevi ve yılı, tebliğ edilen ihbarnamenin tarihi ve numarası ve varsa mükellef hesap numarası,
Gösterilir.
3. Dava konusu kararın ve belgelerin asılları veya örnekleri dava dilekçesine eklenir. Dilekçeler ile bunlara ekli evrakın örnekleri karşı taraf sayısından bir fazla olur.”

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 5.nci maddesinin 1.nci bendinde “Her idari işlem aleyhine ayrı ayrı dava açılır. Ancak aralarında maddi veya hukuki yönden bağlılık ya da sebep-sonuç ilişkisi bulunan birden fazla işlem aleyhine bir dilekçe ile dava açılabilir” 2.nci bendinde de “Birden fazla şahsın müşterek dilekçe ile dava açılabilmesi için davacıların hak veya menfaatte iştirak bulunması ve davaya yol açan maddi ve hukuki sebeplerin aynı olması gerekir” hükümleri yer almıştır.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 15. maddesinin 1/d fıkrasında ise; yapılacak inceleme sonucu anılan maddeye aykırı bir durumun tespiti halinde uygun olmayan dilekçenin 30 gün içerisinde eksiklerin tamamlanarak yeniden dava açılmak üzere reddedileceği, 5. fıkrasında da; birinci fıkranın (d) bendine göre dilekçenin reddedilmesi üzerine yeniden verilecek dilekçelerde aynı yanlışlıklar yapıldığı takdirde davanın reddedileceği hükme bağlanmıştır.
Bu nedenle, aralarında maddi ve hukuki yönden bağlılık bulunmayan, farklı dönemlere ilişkin vergi ve cezalar için düzenlenen ihbarnamelerin tamamına tek dilekçe ile dava açılamamaktadır.
Örneğin, 3 ayrı yıl için katma değer vergisi tarhıyatı yapılmış ise her yıl için ayrı ayrı dava açılması gerekir. Yine farklı vergi türleri için yapılan tarhıyatlar içinde ayrı dava açılması gerekmektedir. Bu tarhiyatlara bağlı cezaların ise ilgili tarhiyatla birlikte dava konusu edilmesinde bir sorun yoktur. Ayrıca, bir takvim yılına ait 12 döneme ilişkin katma değer vergisi tarhiyatları ise birlikte dava konusu edilir.
Ödeme emirlerine ilişkin açılan davalara ilişkin dilekçelerinde yıllar ve vergi türleri itibariyle düzenlenmesi gerekir. Ancak bu her zaman mümkün olamamaktadır. Bazen birden fazla döneme ve birden fazla vergi türüne ilişkin amme alacakları için davalı idarelerce tek bir ödeme emri düzenlendiği görülmektedir. Böylesi durumlarda da, ödeme emrinin yıllara bölünerek dava konusu edilmesinde özellikle tabi hakim ilkesi yönünden fayda bulunmaktadır.
Eğer davacı hakkında mükellefiyet işlemi tesisi ile birlikte tarhiyatta yapılmış ise, tarhiyatlara ayrı mükellefiyet işlemine ise ayrı dava açılması daha uygun olacaktır.MÜKELLEFHABER / www.davavergi.com adreslerinin belirtilmesi zorunludur.

VERGİ YARGISI ÖRNEK KARARI

“Dava dosyasının incelenmesinden, dava konusu vergi ceza ihbarnamelerinin Tasfiye Halinde Sınırlı Sorumlu …. Konut Yapı Kooperatifi adına düzenlendiği ve söz konusu ihbarnamelere karşı açılan davada Ankara 6.Vergi Mahkemesince dava dilekçesinin, “davanın tasfiye memuru tarafından Kooperatif adına açılması gerekirken kendi adına açıldığı” gerekçesi ile 2577 sayılı yasanın 15’inci maddesinin 1/(d) bendine göre kararın bildirim tarihinden itibaren otuz (30) gün içinde belirtilen noksanlıklar tamamlanarak yeniden dava açılmak üzere reddine karar verildiği, bu karar üzerine dava dilekçesinin yenilendiği, ancak yenilenen dava dilekçesinde de aynı yanlışlığın tekrarlandığı gerekçesi ile bu kez 2577 sayılı Yasanın 15’inci maddesinin 5’inci bendi uyarınca davanın reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
Dava konusu olayda, her ne kadar davanın tasfiye memuru tarafından Kooperatif adına açılmak yerine kendi adına açıldığı gerekçesi ile önce dilekçe ret ve sonrasında aynı yanlışlığın tekrarlandığından bahisle dava ret kararı verilmiş ise de, hem ilk dava dilekçesinin hem de yenileme dilekçesinin içeriğinden ve son sayfalarının “S.S. … Yapı Kooperatifi Tasfiye Memuru ” kaydıyla imzalanmış olmasından, tasfiye memuru ‘ın muradının Yapı Kooperatifi adına dava açmak olduğu açıkça anlaşılmakta olup Vergi Mahkemesince aksi görüş ile verilen dilekçe ret ve sonrasında verilen dava ret kararlarında hukuka uyarlık bulumamaktadır.
Bu nedenle, temyiz isteminin kabulüne ve Ankara 6.Vergi Mahkemesinin 27/03/2014 günlü ve E:2014/631, K:2014/601 sayılı kararının bozulmasına, 19/01/2016 gününde oyçokluğuyla karar verildi.” (Danıştay 4. Dairesinin 19/01/2016 gün ve E: 2014/6443, K:2016/73 sayılı kararı.)MÜKELLEFHABER / www.davavergi.com adreslerinin belirtilmesi zorunludur.

SONUÇ
Kuşkusuz her hukuki olay her vergi davası kendine özgü nitelikler taşımaktadır. Bu nedenle her vergi davasına ilişkin dilekçenin bu somut olaya özgü kurgulanması açılan vergi davasının kazanılması açısından önem taşır. Ancak vergi davaları açılırken gerek Vergi Usul Kanunu gerekse 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu hükümlerine uygun şekilde dava dilekçesinin düzenlenmesine özen gösterilmelidir. Yine mükellefler tarafından kendi adlarına dava açılırken ya da avukat vasıtasıyla vergi davası açılırken olası hak kayıplarına uğramamak için alanında uzman vergi hukukçularından teknik ve hukuki destek alınmasının faydalı olacağını belirtmek isteriz.
Yasal Uyarı: Sitemizde yayınlanan yazılar telif hakları nedeniyle izin alınmaksızın ve atıf yapılmaksızın kullanılamaz. Yapılan atıflarda, MÜKELLEFHABER / www.davavergi.com adreslerinin belirtilmesi zorunludur.

Daha Fazla Bilgi Almak İçin Bizi Arayabilirsiniz:
WhatsApp chat