GEÇİCİ VERGİYE UYGULANAN VERGİ ZİYAI CEZASI ANAYASAYA AYKIRI MIDIR?
ANAYASA MAHKEMESİ GEÇİCİ VERGİYE UYGULANAN VERGİ ZİYAI CEZASININ ANAYASAYA AYKIRI OLMADIĞINA KARAR VERDİ
MÜKELLEFHABER / www.davavergi.com
GİRİŞ
Vergi mahkemeleri görülmekte olan vergi davalarında uygulanan yasa hükmünü anayasaya aykırı görmeleri durumunda söz konusu hükmün iptali istemiyle Anayasa Mahkemesine başvuruda bulunabilmektedir. Uygulanan yasa hükmünün Anayasaya aykırı olduğuna karar verilmesi durumunda Vergi Mahkemeleri görülmekte olan vergi davasında yasal dayanağın kalmaması sebebiyle davanın kabulüne ve tarhıyat veya cezanın kaldırılmasına karar verebilmektedir.
VERGİ MAHKEMESİ KARARI
İstanbul 14. Vergi Mahkemesi geçici kurumlar vergisi tarhıyatına ilişkin olarak görmekte olduğu bir vergi davasında, kuralın Anayasaya aykırı olduğu kanaatine vararak Anayasa Mahkemesine başvurmuştur.
İstanbul 14. Vergi Mahkemesinin iptalini istediği hüküm şöyledir:
“31/12/1960 tarihli ve 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 22/7/1998 tarihli ve 4369 sayılı Kanun’un 52. maddesiyle değiştirilen mükerrer 120. maddesinin dördüncü fıkrasının (11/8/1999 tarihli ve 4444 sayılı Kanun’un 2. maddesiyle maddeye eklenen ikinci fıkra nedeniyle mevcut madde metninde dördüncü fıkra olarak yer almaktadır) Yapılan incelemeler sonucunda, geçmiş dönemlere ait geçici verginin % 10’u aşan tutarda eksik beyan edildiğinin tespiti halinde, eksik beyan edilen bu kısım için re’sen veya ikmalen geçici vergi tarh edilir. Mahsup süresi geçtikten sonra, kesinleşen geçici vergiler terkin edilir, ancak gecikme faizi ve ceza tahsil edilir.” hükmündeki “…ve ceza…” ibaresi.
İstanbul 14. Vergi Mahkemesinin itiraz gerekçesi şu şekildedir:
“Kuralla mahsup döneminin sona ermesi nedeniyle aslı aranmayan geçici vergi tutarının dikkate alınarak sadece cezanın tahsil edilmesinin öngörüldüğü, vergi ziyaı cezasının uygulanmasının idari ve yargısal yoruma dayandığı, bu konuda kanuni bir belirsizliğin bulunduğu, geçici verginin zamanında tahakkuk ettirilmediğinin veya eksik tahakkuk ettirildiğinin mahsup döneminin sona ermesinin ardından tespit edilmesi hâlinde ticari kazanç ve serbest meslek kazancı sahibi mükelleflerin hem geçici vergi bakımından hem de gelir vergisi bakımından ayrı ayrı vergi ziyaı cezalarına maruz kaldıkları, bu itibarla anılan mükelleflerin diğer gelir vergisi mükelleflerine göre daha ağır bir şekilde ve bir fiil nedeniyle birden fazla cezalandırıldıkları, mahsup döneminin bitiminden sonra vergi incelemesine tabi tutulan geçici vergi mükellefleri ile mahsup dönemi sona ermeden vergi incelemesine tabi tutulan mükellefler arasında da cezalandırılma yönünden bir eşitsizlik yaratıldığı, anılan nedenlerle kuralın suç ve cezaların kanuniliği, aynı fiil nedeniyle birden fazla yargılanmama ve cezalandırılmama ile eşitlik ilkeleriyle bağdaşmadığı belirtilerek Anayasa’nın 10. ve 38. maddelerine aykırı olduğu ileri sürülmüştür.”
İstanbul 14. Vergi Mahkemesi özetle, mükelleflerin hem geçici vergi bakımından hem de gelir vergisi bakımından ayrı ayrı vergi ziyaı cezalarına maruz kalmalarının Anayasaya aykırı olduğu görüşündedir.
ANAYASA MAHKEMESİ KARARI
Oysa, Anayasa Mahkemesi, 14/3/2019 tarih ve E:2019/16, K: 2019/15 sayılı kararıyla ve aşağıda yer alan gerekçe ile iptal istemini reddetmiştir:
“Geçici vergi, gelir elde eden mükellefler arasında verginin ödeme zamanının farklılığından doğan eşitsizlikleri ortadan kaldırmak ve devletin vergi alacağına cari yılda kavuşarak enflasyon nedeniyle oluşabilecek zararını gidermek amacıyla öngörülmüştür. İtiraz konusu kuralda resen ya da ikmalen tarh edilen ve mahsup dönemi geçtikten sonra kesinleşen geçici verginin terkin edileceği ancak cezanın tahsil edileceği belirtilmiştir. Ceza, geçici verginin kanunda gösterilen süresi içinde ve eksiksiz tahakkuk ettirilmesi ile gelir vergisinde cari yılda ödemeye dayalı vergilendirme sisteminin devamlılığının sağlanması amacıyla öngörülmüştür. Ayrıca söz konusu cezanın, mükellefin veya sorumlunun vergilendirme ile ilgili ödevlerini eksik yerine getirmesi sebebiyle verginin eksik tahakkuk ettirilmesinden doğan vergi ziyaı suçunun işlenmesini ve yaygınlaşmasını önlemeye elverişli bir yaptırım olmadığı söylenemez. Geçici verginin öngörülmesine ilişkin mali, hukuki ve ekonomik amaçlar gözönünde bulundurulduğunda geçmiş dönemler için yapılan inceleme sonucunda ziyaa uğratılan gelir vergisi için kesilen cezanın yanında eksik tahakkuk ettirilmesi suretiyle işlenen vergi ziyaı suçu nedeniyle geçici vergi yönünden de cezai tedbire başvurulmasının ağır ya da orantısız olduğu da savunulamaz. Bu itibarla kanun koyucunun takdir yetkisi kapsamında öngörmüş olduğu söz konusu cezai tedbirde hukuk devleti ilkesiyle çelişen bir yön bulunmamaktadır.”
Anayasa Mahkemesi özetle, yasa kuralının cari yılda ödemeye dayalı vergilendirme sisteminin devamlılığının sağlanması itibarıyla yerinde olduğuna karar vermiş ve hükmü Anayasaya aykırı görmemiştir.
SONUÇ
Bilindiği üzere, geçici vergi hesap dönemleri itibarıyla hesaplanıp ödenen ve yıllık gelir/kurumlar vergisine mahsup edilen bir vergidir. Bu itibarla, haklarında hesap dönemi kapandıktan sonra yapılan vergi incelemeleri üzerine yapılan tarhıyatlarda hem geçici vergi hem de gelir vergisi için vergi ziyaı cezası hesaplanmaktadır. Bu durum hem hukuka hem de mükerrer vergilendirme ilkelerine aykırıdır. Ancak söz konusu karara katılmamakla birlikte Anayasa Mahkemesi kararları hem idare hem de yargı organlarını bağlayıcı niteliktedir. Konunun AİHM’ne taşınmasının faydalı olacağı kanaatindeyiz.