KENTSEL DÖNÜŞÜM UYGULAMALARI KAPSMANINDA VERGİ VE HARÇ MUAFİYETİNE İLİŞKİN VERGİ İHTİLAFLARI
KENTSEL DÖNÜŞÜM UYGULAMALARI KAPSMANINDA VERGİ VE HARÇ MUAFİYETİNE İLİŞKİN VERGİ İHTİLAFLARI
GİRİŞ
Bir konunun vergi veya harca tabi olabilmesi için özel kanunlarında düzenleme yapılmış olması gerekmektedir. Vergi muafiyeti, yasa gereği vergiye tabi tutulan kişilerin yine yasada yer alan özel düzenleme üzerine vergi ödemekle yükümlü tutulmamayı ifade etmektedir.
Örnek vermek gerekirse, taşınmazların devir ve intikali 492 sayılı Harçlar Kanunu uyarınca harca tabidir. Yine bir taşınmazın ticari organizasyon dahilinde satışı Katma Değer Vergisi uyarınca vergiye tabidir. Yine Belediyeler tarafından yapılan bir takım ruhsatlandırma ve hizmet işleri çeşitli harçlara ve ücretlere tabi tutulmaktadır.
KENTSEL DÖNÜŞÜM UYGULAMALARININ AMACI NEDİR?
Kentsel dönüşüm, zaman içinde eskiyen yapıların ve şehir altyapısının sosyal ve ekonomik bir strateji ile günün gelişen koşullarına uygun olarak yeniden düzenlenmesi amacıyla yapılmaktadır.
6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanunun amacı; afet riski altındaki alanlar ile bu alanlar dışındaki riskli yapıların bulunduğu arsa ve arazilerde, bilimsel ve teknolojik standartlara uygun, sağlıklı ve güvenli yaşam alanları oluşturulmasını sağlamaktır.
HARÇ MUAFİYETİNE İLİŞKİN YASAL DÜZENLEME
6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanunun “Dönüşüm Gelirleri ve Diğer Hükümler” başlıklı 7’inci maddesinin 9 numaralı fıkrasında aşağıda yer alan vergi ve harç istisnasına ilişkin hükümün önceki hali şu şekildeydi:
“Bu Kanun uyarınca yapılacak olan işlem, sözleşme, devir ve tesciller ile uygulamalar, noter harcı, tapu harcı, belediyelerce alınan harçlar, damga vergisi, veraset ve intikal vergisi, döner sermaye ücreti ve diğer ücretlerden; kullandırılan krediler sebebiyle lehe alınacak paralar ise banka ve sigorta muameleleri vergisinden müstesnadır.”
İstisna hükmü, ilgili yönetmelik düzenlemeleri de dikkate alınarak ilk işlemlere uygulanmaktaydı.
29/11/2018 tarih 7153 sayılı “Çevre Kanunu Ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” la 6306 sayılı “Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun” un 7’incu maddesinin 9 ve 10 numaralı fıkraları değiştirilmiştir. Yeni düzenlemeyle, kentsel dönüşüm kapsamında yapılan işlemlere ve konut teslimlerine uygulanması gereken ancak idarelerce getirilen yorum farkından dolayı uygulanmayan Vergi ve Harç muafiyetinin kapsamını tereddütlere yer bırakmayacak şekilde ve vergi mahkemelerince verilen kararlarla uyumlu bir şekilde yeniden düzenlenmiştir.
2018 YILI YASA DEĞİŞİKLİĞİ İLE NE OLDU?
6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanunun “Dönüşüm Gelirleri ve Diğer Hükümler” başlıklı 7’inci maddesinin son hali şu şekildedir:
“(9) (Değişik:29/11/2018-7153/24 md.) Bu Kanun uyarınca yapılacak olan ve Bakanlık, TOKİ, İller Bankası Anonim Şirketi, İdare ve dönüşüme konu yapıların inşası işini yüklenen müteahhit ile malik ve en az bir yıldır kiracı veya sınırlı ayni hak sahibi olarak riskli yapıyı kullanan gerçek kişiler veya özel hukuk tüzel kişilerinden birinin taraf olduğu;
a) Bu Kanun kapsamındaki taşınmazların dönüşüme tabi tutulmadan önce ilk satışı, devri, tescili ve ipotek tesis edilmesi işlemleri ile bu Kanun kapsamında yapılacak uygulamalar neticesinde meydana gelen yeni yapıların malik, işi yüklenen müteahhit ve en az bir yıldır kiracı veya sınırlı ayni hak sahibi olarak riskli yapıyı kullanan gerçek kişiler veya özel hukuk tüzel kişilerine ilk satışı, devri, tescili ve ipotek tesis edilmesi işlemleri,(2)
b) Bu Kanun kapsamındaki bir yapıdan dolayı, bu Kanun kapsamındaki parsellerde veya alanlarda veya söz konusu parsel ve alanların dışındaki parsellerde yeni bir yapı yapılması ya da mevcut bir yapının satın alınması veya ipotek tesis edilmesi işlemleri,
c) Kanun kapsamında yapılacak uygulamalar neticesinde meydana gelen yeni yapıların işi yüklenen müteahhit, Bakanlık, TOKİ, İller Bankası Anonim Şirketi, İdare ve bunların iştirakleri tarafından gerçekleştirilecek ilk satışı, devri, tescili ve ipotek tesis edilmesi işlemleri, ile bu bentlerde belirtilen yapıların dönüşümüne ilişkin olarak Kanun uyarınca yapılacak diğer işlemler noter harcı, tapu harcı, belediyelerce alınan ücret ve harçlardan, veraset ve intikal vergisi, döner sermaye ücreti ve diğer ücretlerden, bu işlemler nedeniyle düzenlenecek kâğıtlar, resmî dairelerin mal ve hizmet alımlarına ilişkin ödemeler sebebiyle düzenlenen kâğıtlar da dahil olmak üzere damga vergisinden, bu Kanun kapsamındaki yapıların maliklerine ve malik olmasalar bile bu yapılarda kiracı veya sınırlı ayni hak sahibi olarak en az bir yıldır ikamet ettiği veya bunlarda işyeri bulunduğu tespit edilenlere bu amaçlarla kullandırılan krediler dolayısıyla lehe alınacak paralar, banka ve sigorta muameleleri vergisinden istisnadır. Bu Kanun kapsamındaki iş, işlem ve uygulamalar, Bakanlık, TOKİ, İller Bankası Anonim Şirketi ve İdarenin, sermayesinin yarısından fazlasına sahip oldukları şirketleri tarafından yürütülüyor ise, bu şirketlerce yapılan iş, işlem ve uygulamalarda da bu fıkrada belirtilen vergi, harç ve ücret muafiyetleri uygulanır.
(10) (Değişik:29/11/2018-7153/24 md.) Riskli alanlarda, rezerv yapı alanlarında ve riskli yapıların bulunduğu parsellerde, gerçek kişilerce ve özel hukuk tüzel kişilerince uygulamada bulunulması halinde, fonksiyon değişikliğine bakılmaksızın, mevcut inşaat alanının bir buçuk katına kadar olan yeni inşaat alanı için belediyelerce harç ve ücret alınmaz.”
Yasada yapılan değişiklikle “istisna” kapsamında belirlenen konular “vergi muafiyeti” şeklinde düzenlenmiş, kapsam genişletilmiş, tereddütler giderilmiştir.
KENTSEL DÖNÜŞÜM KAPSAMINDA MUAFİYET SAĞLANAN VERGİ, HARÇ VE ÜCRETLER NELERDİR?
6306 sayılı Kanun kapsamında muafiyet uygulanacak vergi, harç ve ücretleri şöyle sıralayabiliriz:
• Tapu harçları,
• Noter harçları,
• Belediyeler tarafından alınan ücret ve harçlar,
• Veraset ve intikal vergileri,
• Döner sermaye ücreti ve diğer ücretler,
• Damga vergisi,
• Banka ve sigorta muameleleri vergisi.
VERGİ MAHKEMELERİ VE DANIŞTAYIN KONUYA BAKIŞI
6306 sayılı Yasada 2018 yılı öncesi uygulamalarda özellikle vergi idaresi ve belediyelerce söz konusu istisnanın alanı oldukça dar tutulmuştur. Bu nedenle mükellefler konuyu vergi yargısına intikal ettirmiştir. Yargılamalar sonucunda mükellefler tarafından açılan davalarda lehe kararlar verildiği ve açılan davaların söz konusu harç ve vergileri ödemek zorunda kalan mükelleflerin talepleri doğrultusunda sonuçlandığı görülmektedir. Danıştayın davacılar lehine karar vermiş olduğu kararların bir kısmını, -Danıştay 9. Daire 2014/8666E., 2015/17640 K. (İstanbul 8. Vergi Mahkemesi 2013/3138 E.) ; -Danıştay 9. Daire 2014/13668E., 2015/17641 K. (İstanbul 9. Vergi Mahkemesi 2014/908 E.) ; -Danıştay 9. Daire 2015/1296 E., 2015/17642 K. (İstanbul 2. Vergi Mahkemesi 2014/905 E.) ;-Danıştay 9. Daire 2015/1648 E., 2015/17643 K. (İstanbul 2. Vergi Mahkemesi 2014/1175E.) şeklinde sıralamak mümkündür. Bu davaların davacılar lehine kesinleşmesi ile beraber kentsel dönüşüm kapsamında yüklenici firma tarafından 3. kişilere yapılan satışlar için harç uygulanmasının söz konusu olamayacağı karara bağlanmıştır.
VERGİ HARÇ VE ÜCRETLERDEN MUAF OLMASI GEREKİRKEN YERSİZ OLARAK ÖDENEN BEDELLERİN GERİ ALINMASI SORUNU
2576 sayılı Kanunun 6. maddesi ile Vergi mahkemeleri; genel bütçeye, il özel idareleri, belediye ve köylere ait vergi, resim ve harçlar ile benzeri mali yükümler ve bunların zam ve cezaları ile tarifelere ilişkin davaları ve bu konularda 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun uygulanmasına ilişkin davalarla diğer kanunlarla verilen işleri çözümler. Diğer idari işlemlerden kaynaklı davalar ise ilk derece mahkemesi sıfatıyla idare mahkemelerinde görülür.
İYUK hükümleri uyarınca vergi, resim ve harçlardan kaynaklanan uyuşmazlıklar için vergi mahkemesinde; ücret niteliğindeki bedellerden kaynaklanan davalar için ise idare mahkemelerinde dava açılması gerekmektedir.
Vergi Usul Kanunun 116 ve mütakip maddelerinde vergide hata konusu düzenlenmiştir. Buna göre, vergi hatası, vergiye mütaallik hesaplarda veya vergilendirmede yapılan hatalar yüzünden haksız yere fazla veya eksik vergi istenmesi veya alınması hali olarak tanımlanmıştır.
Vergilendirme hatası olarak kabul edilen hallerin bulunması durumunda, mükelleflerin vergi dairelerine müracaat ederek hatanın giderilmesini talep etmeleri gerekir. Düzeltme taleplerinin reddi işlemi ise vergi mahkemelerinde dava konusu edilebilir.
Bu nedenle şayet ihtirazi kayıtla beyan ve ödenen bir bedel varsa beyan üzerine, ihtirazi kayıtsız olarak ödeme yapılmışsa düzeltme zaman aşımı süresi içinde başvuru yolları tüketilerek dava açılması gerekmektedir.
SONUÇ
Uygulamada birçok örnekte görüldüğü gibi vergi mevzuatının uygulamasında hukuki yorumdan kaynaklanan nedenlerle vergi idaresi ile mükellefler arasında görüş farklılıkları olabilmektedir. Bizim tavsiyemiz, şayet haksız bir vergi veya harç ödemesi ile muhatap olduğunuzu düşünüyorsanız alanında uzman bir vergi danışmanın desteğini alarak bizzat veya tecrübeli bir vergi avukatı aracılığıyla hukuki haklarınızı vergi mahkemeleri nezdinde savunmanızdır.