ŞİRKET ORTAKLARI VE MÜDÜRLERİNİN VERGİ BORÇLARINDAN SORUMLULUĞU
GİRİŞ
Vergi ödeyicisi tarafından ödenecek somut ve kişisel vergi miktarına “vergi borcu” denilmektedir. Vergi ödeyicisi her zaman vergi borçlusu (mükellef) olmayabilir. Mükellefler genel olarak vergi borçlarını fiilen kendileri öderler. Ancak, bazen vergi borcu mükellef yerine bir nevi aracı konumunda bulunan başka kişilerden tahsil edilir. Mükellefin vergi borcunun ödenmesinden ve diğer vergi ödevlerinin yerine getirilmesinden sorumlu tutulan üçüncü kişilere “vergi sorumlusu” denir. Bu yazımızda; şirket ortakları ve müdürlerinin vergi borçlarından sorumluluğunu inceleyeceğiz.
ŞİRKET
Türkiye yasalarına göre iki veya daha fazla gerçek veya tüzel kişinin bir araya gelerek emek veya mallarını ortak bir amaçla bir sözleşme ile birleştirmeleri sonucu ortaya çıkan tüzel kişiliğe şirket denir. Şirketler, şahıs (adi, kolektif, komandit) ve sermaye (sermayesi paylara bölünmüş komandit, limited, anonim) şirketleri olarak ikiye ayrılır.
Bir veya daha çok gerçek veya tüzel kişi tarafından bir ticaret unvanı altında kurulan; esas sermayesi belirli olup, bu sermaye esas sermaye paylarının toplamından oluşan ve amacı kanunen yasak olmayan her türlü ekonomik konu olan şirketlere limited şirket denir. Limited şirketler kurumlar vergisi (var olan kurumların kazançları üstünden alınan vergi) mükellefidirler. Kurumlar Vergisi oranı vergi matrahının % 22’sidir. Tüm beyannameleri elektronik ortamda verilmektedir. Limited şirketler; çalışanlar, gerçek kişilerden kiraladıkları işyerleri, aldıkları serbest meslek hizmetleri için muhtasar beyanname verip, gelir vergisi stopajı (birine ödenen paradan vergi yasasının belirlediği ölçüye uygun olarak yapılan ve maliyeye yatırılan kesinti) öderler. Muhtasar beyanname aylık verilebileceği gibi; çalışan sayısı on kişinin altında ise üç ayda bir de verilebilir. Her ay KDV (vergi mükelleflerin yarattıkları katma değer üzerinden aylık olarak ödedikleri vergi türü) beyannamesi verirler. 3 ay da bir de Kurum Geçici Vergisi beyannamesi verilir. Limited şirketler kar payı dağıttıklarında; dağıttıkları kar payı üzerinden %15 oranında Gelir Vergisi (gerçek kişilerin yani hukukta hak edinebilen ve yetki kullanabilen kurumlaşmamış kişilerin gelirleri üzerinden alınan vergi türü) stopajı yapmaktadırlar. Limited şirketler verdikleri beyannamelerde maktu damga vergisi (kişiler ve kurumlar arasındaki anlaşma ve işlemlerin geçerliliğini belgeleyen kâğıtlardan alınan vergi) ödemekle yükümlüdürler. Limited Şirketlerde Damga Vergisi mükellefiyeti zorunlu değildir.
ŞİRKET ORTAKLARININ SORUMLULUĞU
Sayılan bu vergilerin borçlarının sorumluluğundan bahsedelim. Limited şirket ortakları, şirketten tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan kamu alacağından (vergi) sermaye payları oranında doğrudan doğruya sorumludurlar (AATUHK , m.35/f.1). Limited şirket ortağının şirketin vergi borcundan dolayı sorumluluğu, sermaye payı oranında sınırlıdır (bir başka deyişle sınırsız). Böyle bir sorumluluğun anlamı, her bir ortağın, sermaye payı oranına isabet eden vergi borcunun ödenmesinden sorumlu olmasıdır. Ortağın şirketteki sermaye payını devretmesi hâlinde, payı devreden ve devralan kişiler, devir öncesine ait kamu alacaklarının ödenmesinden müteselsilen sorumlu( her bir borçlunun alacaklıya karşı borcun tamamından sorumlu olduğu borç ilişkisi) tutulurlar. Ayrıca, kamu alacağının doğduğu ve ödenmesi gerektiği zamanlarda pay sahiplerinin farklı kişiler olması hâlinde, bu kişiler de kamu alacağının ödenmesinden müteselsilen sorumlu olurlar (AATUHK, m.35/f.2,3).
TASFİYE MEMURUNUN SORUMLULUĞU
Şirketi tasfiye ile ilgili konularda mahkemelerde ve dış ilişkide temsil eden memura tasfiye memuru denir. Tasfiye memurları kurumun tahakkuk etmiş vergileri ( verginin ödenmesi gereken safhaya gelmesi) ile tasfiye beyannamelerine göre hesaplanan vergileri ve diğer itirazlı tarhiyat için İcra ve İflas Kanunu’nun 207’nci maddesine uygun bir karşılık ayırmadan aynı kanunun 206’ıncı maddesinin dördüncü sırasında yazılı alacaklılara ödeme ve ortaklara paylaştırma yapamazlar. (KVK m.17/7) Aksi takdirde, bu vergilerin asıl ve zamları ile vergi cezalarından şahsen ve müteselsilen sorumlu olurlar. Bu vergiler ile tasfiye işlemlerinin incelenmesi sonucunda tarh edilecek (hesaplanacak) vergilerin asıl ve zamları, tasfiye sırasında dağıtım, devir, iade veya satış gibi yollarla kendisine bir iktisadi kıymet aktarılan veya tasfiye kalanı üzerinden kendisine paylaştırma yapılan ortaklardan da aranabilir. Ortaklardan tahsil edilen vergi asılları için ayrıca tasfiye memurlarına başvurulmaz. Tasfiye memurları, bu şekilde ödedikleri vergilerin asılarından dolayı, kendisine bir iktisadi kıymet aktarılan veya tasfiye kalanından pay alan ortaklara, ortakların aldıkları kıymetlerin vergileri karşılamaya yetmemesi hâlinde, alacaklılara rücu (bir kişinin, hukuken diğerinin yerine geçerek üçüncü kişilere karşı onun haklarını ve sorumluluklarını devralması durumu) edebilirler. Tasfiye edilerek tüzel kişiliği ticaret sicilinden silinmiş olan mükelleflerin tasfiye öncesi dönemleri ile tasfiye dönemlerine ilişkin olarak yapılacak tarhiyata ve kesilecek cezalara, müteselsilen sorumlu olmak üzere, tasfiye öncesi dönemler için kanuni temsilcilerden, tasfiye dönemleri için ise tasfiye memurlarından herhangi biri muhatap tutulur. Limited şirket ortakları, tasfiye öncesi dönemlerle ilgili olarak bu kapsamda doğacak kamu alacaklarından şirkete koydukları sermaye payları oranında sorumlu olurlar. Şu kadar ki, tasfiye memurlarının sorumluluğu tasfiye sonucunda dağıtılan tutarla sınırlıdır. (KVK, m. 17/9).
Limited şirket ortakları, ilke olarak taahhüt ettikleri sermaye payları ile sınırlı olarak sorumludurlar. Taahhüt ettikleri sermaye payını tamamen ödeyen ortakların, şirketin borçlarından dolayı üçüncü kişilere karşı herhangi bir sorumlulukları bulunmamaktadır. Ortaklar, taahhüt ettikleri ve koydukları sermaye sonradan yok olsa bile, tasfiyeden sonra, sermaye payları oranındaki kamu borcunun ödenmesinden kişisel malvarlıkları ile sorumlu olmaya devam ederler. Daha önce de belirtildiği üzere, ortağın şirketteki sermaye payını devretmesi hâlinde, payı devreden ve devralan kişiler, devir öncesine ait kamu alacaklarının ödenmesinden müteselsilen sorumlu tutulacakları gibi; kamu alacağının doğduğu ve ödenmesinin gerektiği zamanlarda pay sahiplerinin farklı kişiler olması hâlinde, bu kişiler kamu alacağının ödenmesinden yine müteselsilen sorumlu tutulacaklardır.
MÜDÜRÜN SORUMLULUĞU
Limited şirketin yöneticisi olan, her tür kararı alıp imza eden kişiye müdür denir. Müdür, şirket ortakları içinden olabileceği gibi ortaklık dışından yönetim becerilerine güvenilen bir kişi de seçilebilir. Kanun emredici hükmü gereğince yönetim tamamen şirket ortağı olmayan bir kişiye devredilemez, mutlaka bir ortak müdür olarak bırakılmalıdır.(Türk Ticaret Kanunu m.623) Müdür, şirket ortağı ise zaten kamu alacaklarından müteselsil sorumlu olacaktır. Ancak dışarıdan bir kişi ise 6183 sayılı kanun mükerrer 35.maddesi gereğince yine sorumluluktan kaçamamakta, kanuni temsilci olarak müteselsil sorumlu sayılmaktadır. Kamu alacaklarında asıl borçlu olan şirketin kendisidir. Müdür ve ortakların bu borçtan sorumluluğu ise ikincil niteliktedir. Danıştay İçtihatları Birleştirme Kurulu, Esas No: 2013/1, Karar No: 2018/1, 20 Haziran 2019 Tarihli Resmi Gazete ’de yayımlanan kararı gereğince de eğer kamu alacağı şirketten karşılanamazsa, herhangi bir sıralama söz konusu olmaksızın müdür ve ortaklara gidilebilir.