Vergi davaları,Vergi danışmanı
trende

VERGİ USUL KANUNU KAPSAMINDA MESLEK MENSUPLARININ SORUMLULUKLARI NELERİ KAPSAR?

VERGİ USUL KANUNU KAPSAMINDA MESLEK MENSUPLARININ SORUMLULUKLARI NELERİ KAPSAR?

VERGİ USUL KANUNU KAPSAMINDA MESLEK MENSUPLARININ SORUMLULUKLARI NELERİ KAPSAR?

 

GİRİŞ

Serbest Muhasebeci Mali Müşavir ve Yeminli Mali Müşavirler ülke ekonomisine değer katan bu mesleğin icrasında bulunurken yüklenimleri birçok mesleğe kıyasla ağır yaptırımlar içermektedir.

Üniter devlet statüsündeki ülkemizin güçlü bir ekonomi oluşumuna meslek mensupların katkıları yadsınamaz niteliktedir. Bu sorumlulukların ne olduğuna sürecin nasıl işlediğine kısaca değinelim.

 

SERBEST MUHASEBECİLER VE SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLERİN SORUMLULUKLARI

 

*Serbest muhasebeciler ve serbest muhasebeci mali müşavirler, mükellef tarafından kendilerine ibraz edilen belgelerin yasal süresi içinde, Muhasebe Sistemi Uygulama Genel Tebliğleri ile genel muhasebe kurallarına uygun ve doğru olarak kanuni defterlere kaydedilmesinden ve mali tablolara aktarılmasından sorumludurlar.

*Serbest muhasebeciler ve serbest muhasebeci mali müşavirler, bilerek kullandıkları veya harici araştırmayı gerektirmeden sahte veya muhteviyatı itibariyle yanıltıcı olduğu anlaşılabilen belgelerden de sorumlu olacaklardır

*Serbest muhasebeci   Serbest Muhasebeci mali müşavirler, beyannamelerini imzaladıkları mükelleflerce ibraz edilen belgelerde yer alan bilgilerin kanuni defterlere ve defterlerdeki bilgilerin mali tablolara uygunluğunun yanı sıra, beyannamelere eklenen temel mali tablolarda yer alan ve Muhasebe Sistemi Uygulama Genel Tebliğlerine göre belirlenen  (işletme hesabı esasına göre defter tutanlarda, işletme hesabı özetinde yer alan) Dönem Kâr/Zararı’nın doğruluğundan da sorumludurlar.

 

VERGİ BEYANNAMELERİNDE UYGULACAK ESASLAR

 

213 sayılı VUK’un mükerrer 227.maddesine göre meslek mensupları, imzaladıkları vergi beyannamelerinde yer alan bilgilerin defter kayıtlarına ve bu kayıtların dayanağını oluşturan belgelere uygun olmamasından dolayı ortaya çıkan vergi ziyanına bağlı olarak salınacak vergi, ceza ve gecikme faizlerinden mükellef ile birlikte müştereken ve müteselsil olarak sorumlu tutulurlar. Bu sorumluluğun sınırları bu kararın 16.maddesinde düzenlenmiştir. Ancak sorumluluktan meslek mensubunun         müştereken ve müteselsil sorumlu tutulması iki koşula dayandırılmıştır.

Birincil koşul,

Vergi beyannamelerinde yer alan bilgilerin defterlere uygunluğudur.Bu hükümle, vergi beyannamelerinin imzalanmasında meslek mensubunun yüklendiği görev ve sorumluluk yalnız defterlere dayanan bilgilerle sınırlandırılmaktadır.

Bu sınırlamaya defterlerin onayları ile ilgili bilgiler gibi şekli olanlarda dahil olmak üzere muhasebe kayıtlarına uygun olarak hazırlanan vergi beyannamelerinin ekindeki finansal tablolar ile hesap özetleri de dahildir.

İkincil Koşul,

Söz konusu defterlerdeki kayıtların dayanaklarını oluşturan belgelere uygun olmasından, meslek mensubunca VUK’un Mükerrer 227,maddesinde belirtilen hükümler çerçevesinden yapacağı şekli inceleme anlaşılmalıdır.

Burada belgelere uygunluk dışında, defter kayıtlarının genel kabul görmüş muhasebe ilke ve kuralları ile vergi mevzuatına uygunluğunun araştırılması, meslek mensubundan talep edilen hizmetin kapsamındadır.

Sorumluluğu gerektiren bu durumlar nedeniyle vergi beyannamelerinin imzalanması öncesi meslek mensuplarını sınırlı uyguluk denetimi yapmaları gerektirir.

 

VERGİ BEYANNAMELERİNİN İMZALANMASINDA SORUMLULUK

 

Serbest muhasebeci ve serbest muhasebeci mali müşavirlerin Vergi Usul Kanunu’un mükerrer 227 ‘nci maddesine göre imzalanacak vergi beyannamelerinde uyulacak esaslara ilişkin mecburi meslek kararı madde 16’da imzalanan vergi beyannamelerinde daha sonra vergi ziyaının saptanması durumunda meslek mensubunun müşterek ve müteselsil sorumluluğu şu koşullara bağlanmıştır.

  • Bu mesleki kararın 12.maddesindeki koşullara uyulmaması
  • Defter kayıtlarının doğruluğunun saptanamaması
  • Defter kayıtlarının VUK’nun 227 ve 228’ınci madde hükümlerine uygun olmaması
  • Değerlemelerin VUK’nun değerleme hükümlerine aykırı yapılması
  • Finansal tablolardaki ve hesap özetlerindeki ticari kara yapılacak ilave ve indirimlerin yapılmaması
  • VUK’UN 135’nci maddesinde sayılan vergi inceleme elemanlarınca yapılan inceleme neticesinde bir matrah farkı ortaya çıktığı takdirde, bulunan vergi matrahı vergi inceleme elemanlarınca beyannameyi imzalayan meslek mensubunun sorumluluğunu ortaya koyan mesleki hatasının net bir şekilde saptanması ve bu hususun inceleme raporunda açıkça belirtilmesi.

Muhteviyat gereği yukarıda sayılan maddeler doğruluk teşkil etmediği takdirde vergi beyannamelerini imzalayan meslek mensuplarının karşılaşacağı yaptırımlar ekonomimiz içinde devlet ile köprü vazifesi gören meslek mensuplarına ağır sorumluluklar yüklemektedir.

 

MÜŞTEREK VE MÜTESELSİL SORULULUK NEDİR?

 

Vergi Hukukunda sorumluluk müessesine yer verilmesinin nedenlerinden birisi bir vergi borcundan birden fazla kişinin sorumlu tutulmasını sağlamaktır..

  • Müşterek kelimesi TDK sözlüğüne göre ortak, birlikte, ortaklaşa, el birliğiyle yapılan veya anlamlarına gelmektedir. Yani Türkçemizde müşterek kelimesi ile ifade edilen genel olarak ortaklık kavramıdır.

Bu bakımdan müşterek sorumluluk var olan borca ortaklığı ifade etmektedir. Bir ortaklık söz konusu olduğu için her bir ortağın kendi payına düşeni kadar borçtan sorumlu tutulması söz konusu olacaktır. Yani müşterek sorumlulukta, birden fazla borçlu borcun tamamından değil, borcun belirli bir payından sorumlu olmaktadırlar.

 

  • Müteselsil kelimesi ise TDK sözlüğüne göre zincirleme anlamına gelmektedir. Zincirleme borçluluk tabiri ile anlatılmak istenilen müteselsil borçluluk kavramıdır.

Müteselsil Borçluluk, borçlu tarafın birden fazla kişiden oluştuğu hallerde alacaklının borçluyu borcun bir kısmından değil tamamından sorumlu tutabilmesidir.

 

MÜŞTEREK VE MÜTESELSİL SORUMLULUĞUN TESBİTİ

Müşterek ve müteselsil sorumluluğu vergi inceleme raporu ile tespit edilen meslek mensupları hakkında vergi dairelerince yapılacak takibat, vergi ve ceza tahakkukunun kesinleşmesinden sonra başlatılacaktır. Vergi dairelerince yapılacak olan takibat, tahakkuku kesinleşen vergi ve cezanın tahsiline yönelik olacaktır. Sorumluluğu tespit edilen serbest muhasebeci ve serbest muhasebeci mali müşavirlerle ilgili takibat; bu meslek mensuplarının bağlı bulunduğu vergi dairelerince yerine getirilecektir.

 

SORUMLULUĞUN CEZAİ YAPTIRIMLARI

Meslek mensuplarının sorumlulukları kapsamına giren yukarıda belirtilen işlemlerden dolayı bir vergi ziyaı ortaya çıktığı takdirde, beyannameyi imzalayan meslek mensubu, ziyaı uğratılan vergi, ceza ve gecikme faizlerinden mükellefle birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olacaktır.

Vergi Usul Kanunu’nun 359. Maddesine göre ;Defter ve kayıtlarda hesap ve muhasebe hileleri yapanlar, gerçek olmayan veya kayda konu işlemlerle ilgisi bulunmayan kişiler adına hesap açanlar veya defterlere kaydı gereken hesap ve işlemleri vergi matrahının azalması sonucunu doğuracak şekilde tamamen veya kısmen başka defter, belge veya diğer kayıt ortamlarına kaydedenlere ve defter, kayıt ve belgeleri tahrif edenler veya gizleyenler veya muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge düzenleyenler veya bu belgeleri kullananlar kaçakçılık suç ve cezası ile karşı karşıya kalırlar. Dolayısıyla görevlerini gerekli özen ve dikkatle yapmamaları halinde, mali müşavirlerin, yukarıda bahsettiğimiz sorumluluk hallerinden ötürü olası bir incelemede VUK’un 359.Maddesinde belirtilen kaçakçılık cezaları ile karşı karşıya kalmaları söz konusu olabilir. VUK’un 360. Maddesine göre mali müşavirlerin VUK’un 359 uncu maddede yazılı suçların işlenişine iştiraki tespit edilir ve bu suçların işlenmesinde menfaatlerinin bulunmadığı tespit edilirse, Türk Ceza Kanunu’nun suça iştirak hükümlerine göre hakkında verilecek cezanın yarısı indilir.

Yine Vergi Usul Kanunu uyarınca, inceleme elemanı tarafından VUK 359. Maddeye göre tespit edilen suçlara ilişkin cezaların uygulanması vergi ziyaı cezasının uygulanmasına engel değildir. Bu nedenle vergi inceleme elemanlarınca beyannameyi imzalayan mali müşavirlerin vergi ziyaına VUK 359. Madde uyarınca sebebiyet vermeleri halinde, fiile iştirakten 1 kat vergi ziyaı cezasına çarptırılabilirler.

 

VERGİ YARGISININ KONUYA BAKIŞI

Vergi Mahkemeleri ve Danıştay, meslek mensuplarının sorumlulukları konusunda, somut tespitlerin bulunmasını dikkate almaktadır. Örneğin, serbest muhasebecilik faaliyetinde bulunan davacının, muhtelif dönemlerine ilişkin beyannamelerini verdiği mükellefin sahte fatura düzenleme fiiline iştirak ettiğine ilişkin somut bir tespit bulunmaması halinde ve sahte fatura düzenleme fiilinin gerçekleşmesinden sonra anılan faturaların davacı meslek mensubu tarafından beyannameye konu edilmesini tek başına iştirak fiilinin sabit olduğunu ispata yeterli olmadığı gerekçesine dayanmakadır.

Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu 23/09/2020 gün ve  Esas No : 2019/1854 Karar No : 2020/943 sayılı kararı:

“Yukarıda anılan mevzuatın değerlendirilmesinden, serbest muhasebeci mali müşavirlerin imzaladıkları beyannamelerde yer alan bilgilerin defter kayıtlarına ve bu kayıtların dayanağını teşkil eden belgelere uygun olmaması nedeniyle ortaya çıkan vergi ziyanına bağlı olarak salınacak vergi, ceza ve gecikme faizlerinden dolayı ortaya çıkan sorumlulukları ile hakkında sahte veya muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge düzenlediği yönünde vergi tekniği raporu bulunan mükellef tarafından işlenen kaçakçılık suçuna iştirak etmesinden kaynaklanan sorumluluklarının farklı sebep ve sonuçlara bağlandığı sonucuna ulaşılmaktadır.
Serbest muhasebeci mali müşavirler, mükellef tarafından kendilerine ibraz edilen belgelerin, Muhasebe Sistemi Uygulama Genel Tebliğleri ile Genel Muhasebe kurallarına uygun ve doğru olarak yasal süresi içinde kanuni defterlere kaydedilmesinden ve mali tablolara aktarılmasından sorumlu olup bilerek kullandıkları veya harici araştırmayı gerektirmeden muhteviyatı itibariyle yanıltıcı olduğu anlaşılabilen belgeler nedeniyle ve miktar veya tutar itibariyle işletmenin faaliyet konusu veya iş hacmiyle uyumlu olmayan belgeler ile ticari örf veya teamüle uygun olmayan belgelerin defter ve kayıtlara intikal ettirilmesi nedeniyle ortaya çıkan ziyaa uğratılan vergi, ceza ve gecikme faizlerinden mükellefle birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olacaklardır.
Kaçakçılık suçuna iştirak fiilinin tespitinde ise Vergi Usul Kanununda iştirak halinin açık tanımının yapılmamış olması ve 360. maddede yer verilen düzenlemeyle Türk Ceza Kanunu’nun iştirak ile ilgili hükümlerine atıfta bulunulması nedeniyle Türk Ceza Kanununun tanımladığı anlamda, sahte fatura düzenleme fiilinin işlenmesinden önce veya işlenmesi sırasında yardımda bulunarak söz konusu fiilin icrasını kolaylaştırmak bakımından iştirak iradesinin olup olmadığı hususunun ortaya konulması gerekmektedir.
Bu husus Anayasa Mahkemesi’nin 05/03/2015 tarih ve E.2014/120, K.2015/23 sayılı kararında da “…Kanun koyucunun bir konuyu ayrıntılı şekilde düzenleme yetkisi bulunmakta ise de temel esasların ve çerçevenin belirlenmesi koşuluyla, diğer ayrıntıların kanunda düzenlenmemiş olması hukuk güvenliği ve belirlilik ilkelerine aykırılık oluşturmaz. Kanunda ayrıntılı olarak düzenlenmeyen kavramlara alt mevzuat ve yargı kararlarıyla zaman içerisinde anlam kazandırılarak kavramların genel çerçevesi belirlenmekte ve içeriği somutlaştırılmaktadır. Nitekim iştirak kavramı yargı kararlarıyla somutlaştırılmıştır. Buna göre, iştirak, bir kişi tarafından tek başına işlenebilen bir hareketin, suça iştirak iradesiyle işbirliği hâlinde birden fazla kişi tarafından birlikte işlenmesini ifade eder. Vergi ziyaı suçuna iştirak ise bir kimsenin mükellef veya sorumlu ile işbirliği hâlinde Kanun’un 359. maddesinde yazılan fiillerden biriyle vergi ziyaına sebebiyet vermesidir. Bu itibarla, itiraz konusu kuralda hangi eylemlere hangi sonucun bağlandığı belirli bir kesinlik içinde ortaya konmuş olup iştirake ilişkin ayrıntıların uygulama ve yargı kararlarına bırakılması belirlilik ve suçta ve cezada kanunilik ilkelerine aykırılık oluşturmaz.” şeklinde ifade edilmiştir.
Uyuşmazlık konusu vergi ziyaı cezası, davacının muhasebecilik hizmetlerini yürüttüğü ve hakkında sahte veya muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge düzenlediği yönünde vergi tekniği raporu bulunan mükellef tarafından işlenen kaçakçılık suçuna iştirak ettiğinden bahisle kesildiğinden, uyuşmazlığın çözümü 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 227. maddesinin şartlarının oluşup oluşmadığı yönüyle değil, iştirak fiilinin somut delil ve tespitlerle ortaya konulup konulamadığı noktasında yapılacak değerlendirmeyle mümkün olacaktır.
İncelenen dosyada, asıl mükellef hakkında düzenlenen vergi tekniği raporunda davacı ile ilgili olarak yalnızca ilgili dönem beyannamelerinin davacı tarafından elektronik ortamda verilmiş olması eleştiri konusu yapılmış olup başkaca bir tespit ve değerlendirmeye yer verilmemiştir. Davacı hakkında düzenlenen sorumluluk raporunda da Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 227. maddesinde belirtildiği şekliyle davacının ziyaa uğratılan vergi nedeniyle müşterek ve müteselsil sorumluluğu bulunduğu değerlendirmesi yapılmıştır.
Tüm bu hususların değerlendirilmesinden, serbest muhasebecilik faaliyetinde bulunan davacının, 2008 yılının muhtelif dönemlerine ilişkin beyannamelerini verdiği mükellefin sahte fatura düzenleme fiiline iştirak ettiğine ilişkin somut bir tespit bulunmadığından ve sahte fatura düzenleme fiilinin gerçekleşmesinden sonra anılan faturaların davacı tarafından beyannameye konu edilmesi tek başına iştirak fiilinin sabit olduğunu ispata yeterli olmadığından, adına kesilen cezada hukuki isabet bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır.”

SONUÇ

Literatüre bakıldığında meslek mensupları her ne kadar kanunlarla mesleği icra ederse dahi diğer mesleklere kıyasla cezai sonuçlara da katlanmaları kaçınılmaz. Meslek mensupları için yapılan şikayetler de disiplin kurulu dahi, mesleki unvanlarını tehdit edecek sorunlarla karşılaşmak elbette daha fazla değer kazanmak istemeleri ve toplumda daha iyi bir konumda olmak istemeleri yükümlülüklerinden kaynaklanmaktır. Meslek odalarının bu taleplere karşı yaptıkları çalışmalar statülerini koruyacaktır.

                                                                          SMMM ZUZAN HASİBE BEYTUL

 

 

 

KAYNAKÇA

Resmi Gazete Sayı:24557, Tarih: 18/10/2001

213 Sayılı VUK 227.Madde

www.gib.gov.tr

Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu 23/09/2020 gün ve  Esas No : 2019/1854 Karar No: 2020/943 sayılı kararı.

 

 

Sorularınız için: davavergi@gmail.com

Yasal Uyarı: Yazılar tamamen yazarın kişisel görüşleri olup başka hiçbir kişi veya kurumu bağlamaz. Sitemizde yayınlanan yazılar telif hakları nedeniyle izin alınmaksızın ve atıf yapılmaksızın kullanılamaz. Yapılan atıflarda, MÜKELLEFHABER / www.davavergi.com adreslerinin belirtilmesi zorunludur.

 

 

 

 

 

 

Daha Fazla Bilgi Almak İçin Bizi Arayabilirsiniz:
WhatsApp chat