Vergi davaları Vergi danışmanı

VERGİ MAHKEMELERİ NEDEN “DİLEKÇE RET” KARARI VERİR?

31.01.2025
46
VERGİ MAHKEMELERİ NEDEN “DİLEKÇE RET” KARARI VERİR?

Vergi mahkemeleri vergi uyuşmazlıklarının görüldüğü idari yargı içinde yer alan özel görevli mahkemelerdir. İdari yargı içinde özel olarak vergi mahkemelerinin görev alanına girmeyen konularda ise idare mahkemeleri genel görevlidir. Vergi mükellefleri veya kendisine vergi cezası kesilen gerçek ve tüzel kişiler tarh, ceza, ödeme emri gibi çeşitli vergilendirme işlemlerine karşı bizzat ya da yetki verdikleri vergi konularında uzman bir avukat vasıtasıyla vergi davası açabilirler. Vergi davalarında, dava dilekçeleri adeta kilidi çözebilecek bir anahtar gibidir. Bu nedenle vergi davalarında dava dilekçeleri çok önem taşımaktadır. Dava dilekçelerinin özellikle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 3. ve 5. Maddelerine uygun olarak düzenlenmesi gerekmektedir. Dava dilekçelerinin Yasaya uygun düzenlenmeden dava açılması durumunda Vergi Mahkemesince önce “Dilekçe Ret” kararı verilir. Yenilenen dilekçelerde aynı hataların yapılması halinde ise “Davanın Reddine” kararı verilmektedir.

Son zamanlarda mükellefler tarafından açılan hatta vergi konularında yeterince uzman olmayan avukatlarca açılan bazı davalarda Vergi Mahkemelerince dilekçe ret kararları verildiği, dava dilekçelerinin ya uygun bir şekilde yenilenmediği ya da yine aynı tür hataların yapılması nedeniyle dava ret kararlarının verildiği mükellefler yönünden ciddi hak kayıplarının oluştuğu görülmektedir. Zira, vergi ceza ihbarnamelerinin tebliği üzerine açılan bir vergi davasında vergi mahkemesince verilen dilekçe ret kararı üzerine dava dilekçesi yasaya uygun yenilenmediği takdirde daha sonra bu mükellefe tebliğ edilen ödeme emri üzerine açılacak bir vergi davasının kazanılma olasılığı oldukça düşüktür. Bu nedenle vergi mahkemesinde açılacak vergi davalarında konusunda uzman bir vergi avukatının danışmanlığı hak kayıplarına uğranılmaması için çok önemlidir.

Vergi Mahkemelerinin Görevleri

Vergi mahkemelerinin görevleri, 2576 sayılı Bölge İdare Mahkemeleri, İdare Mahkemeleri ve Vergi Mahkemelerinin Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun ile düzenlenmiştir. Vergi mahkemeleri, vergi uyuşmazlıklarına ilişkin davaları çözmekle görevli özel mahkemelerdir. Bu görevlerin tamamı, mükelleflerin ve vergi idaresinin hukuki haklarını koruma ve uyuşmazlıkları çözme amacı taşır.

Vergi, Resim ve Harçlarla İlgili Uyuşmazlıkları

Vergi mahkemeleri, vergi mükellefleri ile vergi idaresi arasında ortaya çıkan uyuşmazlıkları çözmekle görevlidir. Bu uyuşmazlıklara örnek:

  • Vergi tarhiyatına karşı açılan davalar,
  • Vergi ceza ihbarnamesine itiraz,
  • Hatalı veya fazla tahsil edilen vergilere ilişkin davalar,
  • Gümrük vergileriyle ilgili uyuşmazlıklar.

Vergi Cezalarına İlişkin Uyuşmazlıklar

Vergi usulüne aykırılık nedeniyle kesilen vergi ziyaı cezaları, usulsüzlük cezaları veya özel usulsüzlük cezalarına karşı açılan davalar da vergi mahkemelerinin görev alanına girer.

Ödeme Emri, E Haciz ve İhtiyati Tedbir İşlemleri

Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun çerçevesinde, vergi borçlarına ilişkin haciz ve ihtiyati tahakkuk gibi işlemlerle ilgili uyuşmazlıklar vergi mahkemesinde görülür. Vergi dairesi tarafından tesis edilen e haciz, haciz ve ödeme emri gibi işlemlere karşı açılacak vergi davalarında dava dilekçelerinde yürütmenin durdurulması talebinde bulunulabilir.

Vergi mahkemesinin kesin olan tek hakimle verilen bazı kararları dışındaki kararlarına karşı, istinaf yolu için bölge idare mahkemesi, temyiz yolu için ise Danıştay yetkilidir.

Yasal Düzenlemeler

Vergi mahkemelerinde görülen vergi davalarının çözümüne yönelik açılan davalara ait dava dilekçeleri hazırlanırken özellikle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununa, 213 sayılı Vergi Usul Kanununa ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanuna  hakim olmak gerekmektedir. Şu çok iyi bilinmelidir ki, klasörler dolusu bir vergi dava dosyası bazen bir cümlelik yasal dayanağı bulunan bir iddia ile çözülebilir.

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 3. maddesinde dava dilekçelerinde bulunması gereken hususlar gösterilmiştir:

“İdari davalar, Danıştay, idare mahkemesi ve vergi mahkemesi başkanlıklarına hitaben yazılmış imzalı dilekçelerle açılır.

  1. Dilekçelerde;

 

  1. a) Tarafların ve varsa vekillerinin veya temsilcilerinin ad ve soyadları veya unvanları ve adresleri ile gerçek kişilere ait Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası,

 

  1. b) Davanın konu ve sebepleri ile dayandığı deliller,

 

  1. c) Davaya konu olan idari işlemin yazılı bildirim tarihi,

 

  1. d) Vergi, resim, harç, benzeri mali yükümler ve bunların zam ve cezalarına ilişkin davalarla tam yargı davalarında uyuşmazlık konusu miktar,

 

  1. e) Vergi davalarında davanın ilgili bulunduğu verginin veya vergi cezasının nevi ve yılı, tebliğ edilen ihbarnamenin tarihi ve numarası ve varsa mükellef hesap numarası, gösterilir.

 

  1. Dava konusu kararın ve belgelerin asılları veya örnekleri dava dilekçesine eklenir. Dilekçeler ile bunlara ekli evrakın örnekleri karşı taraf sayısından bir fazla olur.” Hükmü yer almaktadır.

 

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 5. maddesinde

 

“Her idari işlem aleyhine ayrı ayrı dava açılır. Ancak, aralarında maddi veya hukuki yönden bağlılık yada sebep-sonuç ilişkisi bulunan birden fazla işleme karşı bir dilekçe ile de dava açılabilir.

 

  1. Birden fazla şahsın müşterek dilekçe ile dava açabilmesi için davacıların hak veya menfaatlerinde iştirak bulunması ve davaya yol açan maddi olay veya hukuki sebeplerin aynı olması gerekir.” Hükmü yer almaktadır.

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 15. maddesinin 1/d fıkrasında ise; yapılacak inceleme sonucu anılan maddeye aykırı bir durumun tespiti halinde uygun olmayan dilekçenin 30 gün içerisinde eksiklerin tamamlanarak yeniden dava açılmak üzere reddedileceği, 5. fıkrasında da; birinci fıkranın (d) bendine göre dilekçenin reddedilmesi üzerine yeniden verilecek dilekçelerde aynı yanlışlıklar yapıldığı takdirde davanın reddedileceği hükme bağlanmıştır.
Bu nedenle, aralarında maddi ve hukuki yönden bağlılık bulunmayan, farklı dönemlere ilişkin vergi ve cezalar için düzenlenen ihbarnamelerin tamamına tek dilekçe ile dava açılamamaktadır.

Dava Dilekçelerinde Dikkat Edilmesi Gereken Özellikli Durumlar

Örneğin, 3 ayrı yıl için katma değer vergisi tarhıyatı yapılmış ise her yıl için ayrı ayrı dava açılması gerekir. Yine farklı vergi türleri için yapılan tarhıyatlar içinde ayrı dava açılması gerekmektedir. Bu tarhiyatlara bağlı cezaların ise ilgili tarhiyatla birlikte dava konusu edilmesinde bir sorun yoktur. Ayrıca, bir takvim yılına ait 12 döneme ilişkin katma değer vergisi tarhiyatları ise birlikte dava konusu edilir.

Ödeme emirlerine ilişkin açılan davalara ilişkin dilekçelerinde yıllar ve vergi türleri itibariyle düzenlenmesi gerekir. Ancak bu her zaman mümkün olamamaktadır. Bazen birden fazla döneme ve birden fazla vergi türüne ilişkin amme alacakları için davalı idarelerce tek bir ödeme emri düzenlendiği görülmektedir. Böylesi durumlarda da, ödeme emrinin yıllara bölünerek dava konusu edilmesinde özellikle tabi hakim ilkesi yönünden fayda bulunmaktadır.
Eğer davacı hakkında mükellefiyet işlemi tesisi ile birlikte tarhiyatta yapılmış ise, tarhiyatlara ayrı mükellefiyet işlemine ise ayrı dava açılması daha uygun olacaktır.

 

Vergi davalarına ilişkin dilekçelerde sıklıkla yapılan hataların başında dava konusunun net olarak ortaya konulamaması dilekçenin konu, açıklama ve sonuç talep kısımlarının net olarak ortaya konulamaması gelmektedir.

 

Her vergi dairesi işlemi vergi mahkemesinde dava konusu edilemez. Bir işlemin vergi mahkemesinde dava konusu edilebilmesi için öncelikle idari davaya konu edilebilir kesin ve yürütülmesi zorunlu bir işlem olması gerekmektedir.

 

Takdir komisyonu kararına istinaden yapılan bir cezalı tarhıyat işlemine ilişkin vergi davasında, dava dilekçesinin konusu olarak cezalı tarhıyat işleminin gösterilmesi gerekir. Takdir komisyonu kararı dava konusu edilmemelidir.

 

Dilekçe ret kararları üzerine mahkemece süre verilerek dava dilekçeleri yenilenebilir. Yenilenen dilekçelerde aynı hataların yapılması halinde ise vergi davasının reddine karar verilmektedir.

 

Özetle;

Vergi dairesince tesis edilen vergilendirme işlemleri hukuka uygunluk karinesinden yararlansa da, bu işlemlere karşı mükellefler vergi mahkemelerinde süresi içinde vergi davası açabilirler. Vergi davalarının görülmesinde dava dilekçeleri kilit öneme sahiptir. Dava dilekçelerinin net olması, dava konusu işlemlerin birlikte dava edilebilecek nitelikte olması, dava konusu işlemin tereddütte yer vermeyecek şekilde dilekçelerde gösterilmesi gerekir. Aksi takdirde vergi mahkemesince dava dilekçesinin reddine karar verilir. Bu nedenle mükelleflerin veya vergi davası açmak isteyenlerin hak kaybına uğramaması için usul hükümlerine riayet edilmesi, İYUK,VUK düzenlemelerindeki ayrıntılara hakim olunması, mutlaka vergi davaları konusunda uzman bir vergi danışmanından veya vergi avukatından destek alınması önem arz etmektedir.

 

 

Sorularınız için: davavergi@gmail.com

Yasal Uyarı: www.davavergi.com yazı ekibi tarafından hazırlanmıştır. Yazılar tamamen yazarın kişisel görüşleri olup başka hiçbir kişi veya kurumu bağlamaz. Sitemizde yayınlanan yazılar telif hakları nedeniyle izin alınmaksızın ve atıf yapılmaksızın kullanılamaz. Yapılan atıflarda, MÜKELLEFHABER / www.davavergi.com adreslerinin belirtilmesi zorunludur.

 

 

 

 

 

Hemen Ara
WhatsApp